Arıların tedavisinde Almanya’da şöyle bir kural var; yıl içinde tedavi ettiğin arılarda o yıl bal alamazsın. Tedavi için yılın son günü 31 Aralık.
2021’in son aralık ayında aşırı varrao istilası yaşayan kolonilere Oksalik Asit tedavisi uygulamıştım.
Şubat ayında tekrar kontrol ettiğimde akar sayısı kabul edilebilecek bir eşikte seyrediyordu. Şubat’ın son haftasında hava sıcaklıkları 13-14 C ye çıkınca besin durumlarını kontrol ettim, kritik ve normal durumda olanlar vardı. Mart’ın ortalarına doğru tekrar kontrol edip beslemem gerekenleri beslemem gerektiğini not ettim.
Mart genel olarak iyi geçti. 2 kolonide ” kireç hastalığı” görüldü. Bunun sebebi ise birileri tarafında kovanın altı bırakılarak, arılar uzun süre çimler üzerinde bırakılmış. Hırsızlık yapmak istemişler sanırım, fakat beceremeyince kovanı olduğu yerde bırakıp gitmişler. Sonradan fark edince çok geçti. Sanırım yerdeki nem bu hastalığa sebep oldu. Dolaysıyla yanındaki kovana da bulaşmış oldu.
Arılara destek mahiyetinde herhangi bir şerbet vermedim. Son iki ay; Şubat-Mart ayı aşırı soğuklar yaşanmadan geçti.
Mart’ın son haftası ilk kiraz çiçeklerini görmeye başladık.
Nisan ayının ilk haftası akşamdan başlayan kar yağışı, bütün toprak yüzeyini kapladı. Vişneler ‘de açmaya başladı. Elma ağacının ilk pembe tomurcuklarını gördüm.
Nisan ayında bütün Zander kovanlarını Dadant’a dönüştürdüm. Dönüştürmediğim kovanlara bal katı attım.
İlk ana arı “yüksükleri” görmeye başladım.
Nisan ayında dikkat etmem gereken bir şey daha var; çıtaların yerli yerinde olmasına bakmalıyım. Dikkatimden kaçan bir iki kovanda Almanya’da “wildbau” denilen arının boşlukları doldurup ördüğü peteklerle karşılaşmamak için. Yine bal katı atarken alt katta boşluk yaşanırsa arı alttaki kuluçka peteğine kadar örmeye devam eder. Bu da hem arı için, hem de arıcı için fazladan bir efor anlamını geliyor.
Havalar genellikle 15-20 C arasında seyretti, bir günlük kar dışında yağış yaşanmadı.
Nisan ortalarında ilk “Rosskastanien – At Kestanesi” çiçekleri görülmeye başladı. Bu ayın son haftası üç adet koloni “oğul vermek” üzere. İki tanesini “Ableger” bir tanesini ise “Schwarmvorwegnahme” yöntemiyle çoğaltmak istiyorum.
Mayıs ayına girerken her taraf buram buram leylak kokuyor. Çağlalar büyümüş. Ayva çiçekleri dışında bütün meyveler çiçeklendi.
Yine Mayıs ayında arılardan biri oğul verdi. 19 Nr. Kovan olarak tescilledim. Sanırım 4. Nr kovanın arıları, yine de tam emin olmam gerekiyor.
Mayıs ayının ilk haftası bahçemde ilk gül çiçeklerini görüdüm ve akabinde böğürtlenler açmaya başladı. İkinci haftadan itibaren ise Akasya ve Mürver çiçekleri peş peşe açmaya başladı.
Bugün 20 mayıs “Dünya Arılar Günü” … kutlu olsun. İlk balımızı aldık. Mevsimler bu yıl 10 gün daha erken yaşanıyor gibi ve yoğun bir “oğul zamanı” yaşıyoruz. Kirazlar, çilekler olgunlaşıyor.
Mayısın son haftası ilk ıhlamur çiçekleri de görüldü. Arılar bu son haftaya doğru gidilirken daha sakin sanki. Oğul eğilimi sona doğru gidiyor sanırım.
Bugün Haziran’ın 12’si. Luisenpark’ta ıhlamurlar yeni açmaya başlamış. Her taraf ıhlamur kokuyor bugün. Ve Pfalz ormanlarındaki ilk Kestane çiçekleri de görülmeye başladı.
Haziran’ın 15’ine doğru bahçe kirazları sona erdi. Aşırı olgunlaşmış ve kurtlanmaya başlamışlar. Bu yıl yeterince tükettik. Arılar çiçeklerinden bizler ve kuşlar meyvelerinde yararlandık. Teşekkürler kiraz ağaçları.
Haziran’ın ortalarında Pflaz ormanlarında Kestane çiçekleri şöleni var. İnanılmaz bir uğultu. Bütün dünyanın arıları birleşin, bugün şölen var.
Temmuz ayında itibaren arıların besin kaynakları azalmaya başlıyor. Bahçe çiçekleri dışında besin kaynakları kısıtlı.
Şöyle bir deneyim buraya eklemem gerekiyor;
Haziran’ın son haftası bir kaç kovan kontrol ettiğimde yeterince bal olduğunu farkettim. 10-12 gün sonra açıp baktığımda yani Temmuzun 15’ine doğru, neredeyse bütün balların tüketildiğini gördüm. Yiyecek sıkıntısının büyüklüğünü gösteriyor bu durum.
Temmuz’un son haftası son kalan balları aldım. Normal şartlarda en geç Temmuz’un başı kovandaki ballar alınır.
Ağustos ayının ilk iki haftası aşırı sıcaklarla geçti. Kuraklık korkunç bir şekilde hissediliyor. Almanya son yılların en kurak zamanlarını yaşıyor.
Aşırı sıcaklar yüzünde “Formik asit” uygulaması yapmak mümkün görünmüyor. Zaten ben artık “formik asit” uygulaması yapmıyorum.
Aşırı Varroa istilası yaşayan kolonilerde “Böl-Tedavi-Et” yöntemini uyguladım. Bu şekilde kuluçkasız kalan arılara “oksalik asit” uygulaması yapılır. Sitemizde ayrıntılarını görebilirsiniz.
Eylül ayının ortasında itibaren arıların besleme sorunu çözülmeli ve artık kışa hazır hale getirilmeli.
Ne yazık ki bu yıl özellikle sonbahar’da teknik sebeplerden dolayı arıların yanında fazla olamadım.
Aralık ayında akar istilası yaşayan 3, 4, 12, 15 nr kovanlara oksalik asit uygulaması yaptım.
Kışı atlattıktan sonra şubat ayında sanırım, arıların kaçı yaşıyor kaçı sönmüş, belli olacak.